Değerli dostlar, bu köşede "Nabucco Projesi" ile ilgili birçok detayı ele almış ve sizlere aktarmıştım. Konu hakkında yazılarımızı referans alan bir soru önergesi Mersin Milletvekili Sayın Ali Rıza Öztürk tarafından Hilmi Güler'e iletilmiş ve cevap verilmiş. Bu soruları ve cevapları aynen sizlere aktarmak ve son bir yorum yapmak istiyorum. Ne diyor soru önergesi?
"Yiğit Bulut'un gazetesindeki köşesinde yazdığı, Enerji Bakanlığı'ndaki üst düzey çalışandan aldığı bilgiye dayanarak Avrupa'nın, gaz geçişi konusunda Türkiye'yi tehdit ettiğini belirtmiştir. Yazıda 'Bütün gaz taşıma projelerinde Avrupa Birliği yetkililerinin doğrudan hükümete ve Enerji Bakanlığı'na karar mekanizmalarında yer alamayacaksınız, sadece geçiş ücreti ile yetinin' diye baskı yaptığı şeklinde iddialar ve buna benzer başka iddialar yer almaktadır. Bu çerçevede:
Avrupa baskı yapıyor mu
* Gerçekten gaz geçişi konusunda Avrupa tarafından ülkemize baskı ve tehdit yapıldığı doğru mudur? Şayet doğru ise Avrupa'nın yaptığı bu baskı ve tehdit karşısında Hükümet ya da Bakanlık tarafından ne yanıt verilmiştir? Hangi işlem yapılmıştır? Yoksa Avrupa'nın baskı ve tehdidi karşısında suskun mu kalınmıştır?
* Ülkemizden gaz geçişi projeleri ile ilgili olarak hükümetin, Türkiye'nin tarihinde aldığı kararlara ve uyguladığı politikalara tamamen ters yeniden yapılanma çalışması doğru mudur?
* Hükümetin, Rusya ve Orta Asya'dan gelen petrol ve doğal gazın, boru hatları ile İsrail üstünden Hindistan'a kadar taşınacak bir projeye sıcak baktığı, olumlu karşıladığı iddiası doğru mudur? Bu gaz ve petrol geçişi karşısında Türkiye'ye ne vermeyi önermişlerdir? Çevreyi ve topraklarımızı kirleten, insanlarımızı risk ve pisliklerle yaşamak zorunda bırakan bu tip projelerde sadece düşük miktarlı geçiş ücreti ile yetinecek miyiz?
Halktan neden gizlendi
* Bugüne kadar Ceyhan'a rakip olmasın diye "İsrail üstünden taşıma detayını" hayır dediğimiz halde şimdi ne oldu da İsrail üstünden taşıma detayını bir anda kabul ettik?
* Yukarıdaki proje ile Ceyhan'ın konumu, İsrail'e devredilmiş olmuyor mu?
* Türkiye bu tip projelerde proje başına yılda ne kadar almaktadır? Yazıda belirtildiği gibi proje başına yılda 30-200 milyon dolar mı? Gerçekten böyle ise, kirli boruların topraklarımızı işgal etmesine değer mi? Bu tip projeler, parasını yabancı şirketlerin cebine koyduğu kirliliğini ve riskini halkımızın çektiği yeni oyunlar mıdır?
* Hepsinden önemlisi adı geçen köşe yazısında belirtilen iddialar gerçek ise, bu durum halkımızdan neden gizlenmiştir? Halen neden gizlenmektedir? Yazının yayımlandığı 2 Aralık tarihinden beri hükümetçe bu iddialara neden bir açıklama yapılmamıştır?"
Bakanlığın cevapları
Değerli dostlar, sorular böyle. Cevaplara da birlikte göz atalım.
"CEVAPLAR (1,2,3,4,5,6,7): Ülkemiz; Orta Doğu, Hazar ve Kafkasya enerji kaynaklarının Avrupa'ya sevkinde son derece önemli bir konuma sahiptir. Bu bağlamda, konuya ilişkin müzakereler, ülkemizin çıkarları gözetilerek, kendi arz güvenliğimizin teminat altına alınmasına ve transit konumumuzun sağladığı stratejik ve ekonomik imkânlardan azami düzeyde faydalanılmasına yönelik hedefler çerçevesinde devam ettirilmektedir. Söz konusu politikalar, ülkemizi bölgede önemli bir enerji merkezi konumuna getirmeye yönelik olarak uluslararası çıkarlarımız doğrultusunda sürdürülmektedir. Hükümetimiz ve Bakanlığın bir enerji diplomasisi yürütmekte ve uluslararası ilişkilerin gereği olan "milli menfaat" ve "mütekabiliyet" ilkelerine bu süreçte titizlikle uymaktadır. Kuzey-Güney ekseninde gerçekleştirilmesi planlanan Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi ile Karadeniz'e gelen petrolün Akdeniz'e sevk edilerek boğazların yükünün hafifletilmesi amaçlanmaktadır.
Ceyhan'ın konumu güçlenecek
Türkiye-İsrail arasında inşa edilmesi öngörülen çoklu boru hattı ile petrolün İsrail'in Eilat-Ashkelon boru hattına daha sonra Kızıldeniz üzerinden tankerler ile Hindistan'a ulaştırılması planlanmaktadır. Söz konusu proje ile enerji talebi gittikçe artan Hindistan ve Uzak Doğu ülkelerine petrolün ülkemiz üzerinden ulaştırılması ve boru hattı işletmeciliğinden kaynaklana gelirin yanı sıra, ülkemizin bölgesindeki jeostratejik önemine paralel olarak enerji stratejik öneminin de artırılması hedeflenmektedir. Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi, öncelikle Ceyhan'ın konumu ve stratejik önemi dikkate alınarak planlanan bir projedir. İsrail'e kadar çoklu boru hatlarının inşasını öngören proje, Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi'nin devamı niteliğinde tasarlanmaktadır. Ana detaylarının müzakeresi devam eden projenin, Ceyhan'ın stratejik konumuna olumsuz bir etkisi olmayacağı gibi, aksine Ceyhan'ın konumunu daha da güçlendirecektir. Boru hatlarından elde edilen gelir, boru hattının sahibine, taşıtıcının boru hattında hissedar olup olmadığına, boru hattının teknik özelliklerine ve projenin genel yapısı gibi unsurlara bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Örneğin Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattında inşaat döneminde sağlanan dolaylı kazançların (istihdam, yatırım vs.) yanı sıra Türkiye, taşınacak kapasiteye bağlı olarak, "geçiş vergisi ve işletmecilik hizmetleri" karşılığında 1-16'ncı yıllar arasında 140-200 milyon dolar, 17-40'ncı yıllar arasında 200-300 milyon dolarlık yıllık gelir elde edecektir. Bu projeler ülkemize, maddi gelirin yanı sıra enerji arz güvenliğinin ve jeopolitik ve jeostratejik konumun güçlendirilmesi gibi katkılar da sağlamaktadır. Dr. Mehmet Hilmi Güler."
Değerli dostlar, cevaplar bu şekilde. Son yorum ve sentez size ait. Ne diyorsunuz; cevaplar sizi tatmin etti mi!
Değerli dostlar, bu köşede "Nabucco Projesi" ile ilgili birçok detayı ele almış ve sizlere aktarmıştım. Konu hakkında yazılarımızı referans alan bir s...
( KB)